Assos: Tarih, Felsefe ve Taşın Birlikteliği

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içerisinde yer alan Assos Antik Kenti, Ege Denizi’nin kıyısında, sönmüş bir volkanik tepenin zirvesi ve yamaçlarına kurulmuş eşsiz bir yerleşimdir,. Midilli (Lesbos) Adası’nın tam karşısında konumlanan kent, hem mimari dokusunda kullanılan volkanik andezit taşıyla hem de dünya düşünce tarihine yön veren filozof Aristoteles’e ev sahipliği yapmasıyla bilinir,.

Coğrafi Konum ve Kuruluş Antik Çağ'da "Troas" olarak adlandırılan bölgenin güney ucunda yer alan Assos, denizden yaklaşık 234-238 metre yükseklikteki sarp kayalıklar üzerine inşa edilmiştir,. Kentin kuruluşu hakkında antik yazarlar, MÖ 7. yüzyılda Midilli Adası’ndan (Lesbos) gelen Methymnalı Aiol kolonistlerine işaret etse de, son arkeolojik araştırmalar yerleşimin geçmişinin Tunç Çağı'na, hatta Paleolitik Çağ'a kadar uzandığını göstermektedir,,,.

Andezit Taşı ve "İnsan Yiyen Lahitler" Assos’un mimarisini belirleyen temel unsur, bulunduğu volkanik tepeden elde edilen andezit taşıdır. İşlenmesi zor ancak son derece dayanıklı olan bu taş, kentin surlarından tapınaklarına kadar hemen her yapısında kullanılmıştır,. Roma Dönemi'nde Assos'un en önemli ihraç ürünü, bu taştan yapılan lahitlerdi. Plinius’un "sarcophagus" (et yiyen) olarak tanımladığı bu lahitlerin, içindeki cesedi 40 gün gibi kısa bir sürede çürüttüğüne inanılırdı,. Bu özellikleri nedeniyle "insan yiyen lahit" olarak ünlenen mezarlar, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinin yanı sıra Lübnan, Suriye, Yunanistan ve Roma'ya kadar ihraç edilmiştir,,.

Felsefenin Başkenti: Aristoteles ve Hermeias Assos, sadece ticari bir liman kenti değil, aynı zamanda bir eğitim ve felsefe merkeziydi. Platon’un öğrencisi ve Assos’un tiranı olan Hermeias, dönemin ünlü filozoflarını kente davet etmiştir,. Bu davet üzerine kente gelen Aristoteles, MÖ 347-344 yılları arasında üç yıl boyunca Assos’ta yaşamış, burada bir felsefe okulu kurmuş ve dersler vermiştir,. Aristoteles’in ünlü eseri "Politika" üzerine çalışmalarını burada yürüttüğü ve zooloji, biyoloji, botanik konularında araştırmalar yaptığı kabul edilmektedir,. Filozofun, Kral II. Philip’in oğlu İskender’i (Büyük İskender) eğitmek üzere Makedonya sarayına gitmeden önceki durağı Assos olmuştur,.

Görsel:Assos Gezisi 2007

Mimari Şaheserler Assos’un arkeolojik kalıntıları, kentin zengin geçmişini gözler önüne serer:

• Athena Tapınağı: Akropolün en yüksek noktasında yer alan tapınak, MÖ 530 yıllarına tarihlenir. Anadolu’da Dor düzeninde inşa edilmiş ilk ve tek arkaik tapınak olmasıyla mimarlık tarihinde özel bir yere sahiptir,,. Tapınağın frizlerinde Dor üslubunun yanı sıra İon mimari öğeleri de kullanılmış, kabartmalarında Herakles ile ilgili mitolojik sahneler işlenmiştir,. Bu kabartmaların bir kısmı günümüzde Louvre (Paris), Boston ve İstanbul Arkeoloji müzelerinde sergilenmektedir,.

• Surlar ve Nekropol: Kenti çevreleyen yaklaşık 3200 metre uzunluğundaki surlar, MÖ 4. yüzyılda inşa edilmiş olup günümüze kadar oldukça iyi korunmuş durumdadır,. Batı Kapısı önündeki yolun kenarlarına sıralanmış anıtsal mezarlar ve lahitlerden oluşan nekropol (mezarlık), antik dünyada mezarların şehir içine değil, ana yol kenarlarına yapıldığının en güzel örneklerinden biridir,.

Tiyatro ve Diğer Yapılar: Doğal bir kaya oyuğuna inşa edilen tiyatro, Roma dönemine ait özellikler taşır ve yaklaşık 5000 kişilik kapasiteye sahiptir,. Kentte ayrıca Agora (çarşı), Gymnasium (eğitim merkezi), Bouleuterion (meclis binası) ve Stoa gibi kamusal yapılar bulunmaktadır,.

Türk Dönemi ve Osmanlı Mirası Assos, 14. yüzyılda Osmanlı topraklarına katılmıştır. Akropolün kuzey köşesinde, Sultan I. Murat tarafından yaptırılan Hüdavendigar Camii yer alır,. Tek kubbeli ve kare planlı olan bu cami, minaresiz yapısı ve içerisindeki kadırga (gemi) resimleri içeren bezemeleriyle dikkat çeker. Caminin inşasında antik kentten devşirme malzemeler kullanılmış, özellikle giriş kapısı Cornelius Kilisesi’nden alınmıştır. Ayrıca Tuzla Çayı üzerindeki 14. yüzyıla ait kemerli köprü de Osmanlı döneminin günümüze ulaşan eserlerindendir. Yakın zamanda yapılan kazılarda, I. Murat dönemine ait olduğu düşünülen, ısıtma sistemleri (cehennemlik) iyi korunmuş erken Osmanlı dönemine ait bir hamam da ortaya çıkarılmıştır,.

Kazı Tarihçesi ve Günümüz Assos’taki ilk sistemli kazılar 1881-1883 yılları arasında Amerikan Arkeoloji Enstitüsü tarafından J. T. Clarke ve F. H. Bacon yönetiminde yapılmıştır,. Uzun bir aradan sonra 1981’de Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu tarafından yeniden başlatılan kazılar, 2005 yılından itibaren Prof. Dr. Nurettin Arslan başkanlığında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi adına sürdürülmektedir,.

Günümüzde Assos, hem tarihi dokusu hem de doğal güzellikleriyle 2017 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır,.

Assos, sönmüş bir volkanın üzerinde yükselen, Aristo'nun adımlarının yankılandığı taş sokakları ve "et yiyen" lahitleriyle, hem yaşamın felsefesini hem de ölümün kaçınılmazlığını aynı potada eriten bir zaman kapsülü gibidir.

Görsel : Assos ve Civarı Yıl 2007

Assos Sanal Gezi


Kaynaklar:  erişim tarihi 28.12.2025

Post a Comment

Daha yeni Daha eski

Post ADS 1 Reklam

Post Ads 2 REklam